Daha çok Ege ve güney Marmara kültüründe yeri olan deve güreşi, özel olarak eğitilmiş iki devenin ağızları bağlı vaziyette birbiriyle itişmesi şeklinde mücadelesini öngören eski bir eğlence şeklidir. TV'nin olmadığı dönemlerde bölge insanının başlıca eğlencelerinden biri olmasının yanı sıra, güreş için deve beslemek bölge halkı arasında zenginlik alameti olarak görülürdü. Devecilikle uğraşanlar ayaklarında siyah körüklü çizmeler, ayaklara doğru daralan aba bir pantolon ve ellerinden düşürmedikleri sarma cigara tabakası ile tanınırdı. Köyümüzde düzenlenen son deve güreşi 1981 yada 1982 yılında köyün merasında düzenlenmişti. Deve güreşi etkinlikleri 100 metre genişliğindeki bir alanın etrafına toplanmış, romörk ve sandalyelerinden güreşleri izleyen kadınlı erkekli bir kalabalık içinde yapılırdı. Deve güreşi daha çok orta yaş ve üstü erkeklerin ilgi alanına giren bir eğlenceydi. Güreşler esnasında helvacılar, çekirdekçiler, nohut pilavcılar ekmek parası kazanır, evine ekmek götürürdü. Meydana hakim bir noktada bulunan Cazgır (anons yapan kişi) çeşitli manilerle (şiirsel anlatı) güreşe çıkacak deveyi ve sahibini tanıtır ve rekabeti kızıştıracak ifadeler kullanırdı. Develerin üzerinde hamut denen bir semer bulunurdu. Hamut keçi kılından, çul denen bezlerden örülür, içine saman doldurulur ve ahşap parçalarla sağlamlaştırılırdı. Çeşitli zıt renklerden hazırlanan hamudun üzerinde işlemeli küçük yuvarlak aynalar yerleştirilerek daha havalı olması sağlanırdı. Devenin arka bacaklarının hizasında hamudun üzerine devenin adı yazılırdı. Genelde deve için efelik sembolü efsane isimlerden isim seçilirdi. Cazgır güreşe gelen bir deveyi tanıtırken örnek olarak şöyle derdi: "Görmedi alem böyle kafa, böyle akıl, Geliyor Yortan'lı Kara Çakıl!" Güreş develerden biri kaçıncaya, veya develerden birinin kafasının diğeri tarafından sıkıştırılmasıyla sona ererdi. Urgancılar denen yardımcılar develerin bir birine zarar vermesine müsaade etmez, derhal develerin bacağına ip dolayarak birbirlerinden uzaklaştırırlardı. Hayvan hakları savunucuları tarafından olumsuz eleştiriye maruz kalsa da, deve güreşleri Yörük kültürünün günümüze kadar gelen bir uzantısı olarak ilginç kültürel zenginliklerimizden biridir. Bu vesileyle deve güreşlerininin hastası olan babamı selametle anıyor, sahte deve güreşi davetiyesi düzenleyerek deve güreşlerininden hiç hazzetmeyen annemle, kaçak olarak da olsa ne yapıp giden babamın arasını açmaya çalışan dış mihrakları şiddetle kınıyorum. Sağlıcakla kalın....




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder